Daha Keşfedecek Çok Şey Var!
- Yasin Serhat Şen
- 5 Tem 2019
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Şub 2021

Onların Jimi Hendrix’i varsa bizim Erkin Koray’ımız var, unutmadan Acem’in de Kourosh Yaghmaei’si var! Bizim için Erkin Koray ne ise, İran için Kourosh Yaghmaei da o.
Yaghmaei, 70’li yıllarda oldukça popülermiş. Fars müziğinin özellikle psychedelic rock ile ne kadar güzel bir uyum oluşturduğunu gösterir eserleri. Gole Yakh, Khaar, Del Dareh Pir Misheh, Leila en sevilen parçaları. Dağlar Kızı Reyhan’ı ise Azeri Türkçesi ile söylemiştir. Asıl gücünü halk müziğini psychedelic rock'a çevirmekten alıyor olabilir.
Kendisi İran Devrimi'nden sonra ülkeyi terk etmemiş, çocuk kitapları yazarak, çocuk şarkıları ve enstrümantal bir albüm yayınlayarak yabancı etkileşimli müziğin yasaklı olduğu dönemi atlatmış. İran devriminden sonra müzisyenlerin çoğu, çalışmalarını ABD'de sürdürmek için İran'dan ayrılırken Yaghmaei kalmaya devam etmiş ve başlangıçta yasaklı iken, yavaşça çalışmalarını meşrulaştırmak için harekete geçmiş ve Sib-e Noghreii, Mah va Palang, Kaboos gibi albümlerini yayınlamıştır.

İran İslam Devrimi’nin etkilerini yoğun bir şekilde hisseden sanatçı hakkında yazılan güzel bir yazıyı şuradan okuyabilirsiniz.
Peki Yaghmaei neden yasaklandı? İslam Devrimi İran’ı değiştirmiş, ilk yasaklanansa müzik olmuştur. İslam Devrim’inden sonra artık İran’da müziğin her türü yasaktı; hepsi müptezeldi; haramdı. Kaçabilen sanatçılar çalışmalarını yurt dışında sürdürürken, kaçamayanlar da artık Yaghmaei gibi müzik yapmayı bırakmıştı. Kuran-ı Kerim’de müziği haram sayan bir ayet olmamasına rağmen Nisa 140, En’am 68, Furkan 72 gibi ayetlere göndermeler yapılarak İran’da müzik tamamen yasaklanmıştı.
Sanatta ifade edici içerik göreli olarak sabit kalsa da bunlara yüklenen anlam değişkendir ve sanat eserlerine yüklenen anlamlarda dinin etkisi çok büyüktür. Bir müzik eserinin nitelenmesi sadece estetik, teorik kaygılarla değil, müzik dışı alanlara da bağlı olarak yapılmaktadır. Bir müzik yapıtının tarihin belli döneminde beğenilmediği, çirkin hatta günah sayıldığı; başka bir yerde ya da zamanda tam tersine çok beğenilip, sanat olarak değerlendirildiği görülebilmektedir. Bu değerlendirmelerde din büyük rol oynuyor.
Müzik neden bu kadar güçlü?
Sanat bir dildir ve bu yüzden insanları bilgilendiren, düşündüren, duygulandıran ve harekete geçiren bir güce sahiptir. Dahası sanatın büyük sırrı, insanları aynı şekilde hissettirmektedir. Müzik belki de tüm sanat dalları içinde insanları etkileme ve birleştirme gücüne en çok sahip olandır. Siyasi gücü elinde bulunduranlar her çağda müziğin bu gücünden yararlanmak istemişlerdir. Yöneticiler tarih boyunca kendilerini öven, güçlerini vurgulayan müzisyenleri ödüllendirmiş, onlara destek olmuşlardır. Bu durum primitif toplumlarda da Avrupalı saray müzisyenlerinde de, Osmanlı’da da, günümüzde de benzerdir.
Onur Sesigür, Vesaire’deki yazısında müziğin gücünü şöyle anlatıyor:
Müzik “Bilişsel Uyumsuzlukla” (Cognitive Dissonance) baş etmeye yardımcı oluyor olabilir. Peki, bilişsel uyumsuzluk nedir? 1957’de sosyal psikolog Dr. Leon Festinger tarafından ortaya atılan ve iletişim teorileri kapsamında da değerlendirilen teoriyi son derece yüzeysel bir şekilde “kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş” olarak açıklamak mümkün. İnsanın zihninde aynı anda birbiriyle çelişen iki bilgiyle nasıl baş ettiğini açıklamaya çalışıyor teori. Kedinin zihnindeki karışıklık üzerinden biraz ayrıntıya girelim:

Bilgi 1: Kedi, başarılı bir kedidir. İstediğini elde eder, son derece yeterlidir. Kedi aslandır, kedi kaplandır. Kedi kendinden memnundur.
Bilgi 2: Ciğer lezzetlidir, ciğer istenilendir. O ciğer ne biçim de yenir.
Gerçekleşen: Kedi ciğere ulaşamamıştır.
Sıkıntı (Bilişsel Uyumsuzluk): Kedi eğer önceden düşündüğü gibi başarılı ve yeterli bir kedi olsaydı, istediği ciğere ulaşabilirdi. Bu durumda ya ciğer aslında o kadar lezzetli değildir ya da kedi aslında o kadar başarılı değildir. Bu durum baş edilmesi pek kolay olmayan bir stres yaratır. Festinger’in öne sürdüğü üzere insanlar, bu stresten kurtulmaya yönelik içgüdüsel ve kalıtsal bir yönelim sahibidir. Aynen açlık, susuzluk gibi, zihnimiz ve bedenimiz bu stresten kurtulmak için bize sorun çıkarır.
Çözüm: İki bilgiden biri değişikliğe uğramalıdır. Ya kedi kendi zannettiği kadar matah bir kedi değildir ya da ciğer mundardır.
Mekanizma bu. Bunu biraz daha genel bir çerçeveye taşımak gerekirse, edinilen her yeni bilgi, önceden sahip olunan başka bir bilgiyle en azından bir noktada çelişir. Müzik, bilişsel uyumsuzlukların yarattığı stresi kontrol edebilmemizi sağlayarak, birbiriyle çelişen bilgileri daha uzun süre aklımızda aynı anda bulundurup, daha nitelikli ve daha karmaşık bilgi üretimi yapmamızı sağlıyor. İşte müzik belki de bu yüzden bu kadar yaygın, bu kadar güçlü.
Tüm bunlara rağmen gerek dini gerek siyasi sebeplerle dünya üzerinde pek çok müzisyen ve müzik yasaklanmış, zayıflatılmak istenmiştir.
Müzik ve siyaset kavramları bir arada kullanıldığında ise ilk akla gelen Şili’li müzisyen Victor Jara oluyor:
“Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı yoldaşı, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor'un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.”

Coğrafyalar, kültürler farklı olsa da kilometreler duyguları değiştiremiyor. Peyk’in insanı giyotine götüren "Acının Şarkısı" parçasının sözleri Victor Jara'ya atıfta bulunur gibi:
"Cellat sordu son arzusunu, O söylemek istedi bir şarkı daha, Tam ezginin bitimine doğru, Çığlıklar boşlukta asılı kaldı."
Kourosh Yaghmaei, Gole Yakh
Tüm yasaklara, engellere rağmen seslerin veya sessizliğin bir zaman süreci içerisinde düzenlenmiş hareketi müzik, yaşamaya devam ediyor ve keşfedilmeye devam edecek.
70'li yıllardan gelen bir esinti, üzerinden nereden baksanız 40-50 sene geçmiş ve hala yeni bir şeymiş gibi çıkıveriyor insanın karşısına.
Daha keşfedecek çok şey var!
Kaynaklar
Asım Maueser, “70’li Yıllarda İran’da Bir Rock Star”, https://www.neokur.com/h/kourosh-yaghmaei-70li-yillarda-iranda-bir-rock-star/21, 2017.
Feyzan Göher, “Müziğin Toplumsal İşlevi: Müzik, Siyaset, Din ve Ekonomi”, Ankara: Fayton Tanıtım Yayınları, 2009.
Gürgün Say, “Beşikten Başlayan Müzik Eğitimi”, İstanbul: Cinius Yayınları, 2013.
Kourosh Yaghmaei Resmî Web Sitesi, http://www.kourosh-yaghmaei.com/
Onur Sesigür, “Müzik Neden Bu Kadar Güçlü?”, https://vesaire.org/muzik-neden-bu-kadar-guclu/, 2015.
Zafer Can, “Müzik ve Siyaset”, https://www.muzikguncesi.com/2013/09/muzik-ve-siyaset.html, 2013.
Comentários