top of page
  • Yazarın fotoğrafıYasin Serhat Şen

Koronavirüsle Mücadelede Taze Meyve ve Sebzelerin Önemi

Güncelleme tarihi: 29 Haz 2020


Eşi görülmemiş bir dönemden geçiyoruz. COVID-19 (yeni koronavirüs, SARS-CoV-2'nin neden olduğu hastalık) WHO (World Health Organization) tarafından resmen pandemi ilan edildi. Birçok ülke, sınırlarını mühürledi ve nüfusu gönüllü veya zorunlu kilit altına aldı. Kültür ve spor etkinlikleri iptal edildi, ertelendi. Çok sayıda bar, kafe ve restoranın kapanmasıyla birlikte insanlarda stok çılgınlığı had safhaya erişti. Aslında stoklanan tuvalet kağıdı ve makarna değil, sadece panik!

Her şeyden önce, koronavirüsle mücadelede kulağa çok da hoş gelmeyen, net bir bilgiyle başlayalım. İnternette görmüş olabileceğiniz iddialara rağmen, sizi koronavirüse karşı korumak için garanti edilen sihirli bir yiyecek veya hap bulunmuyor. Ancak, durum kontrolden çıkmış gibi görünse de, kendi ve çevrenizdeki insanların sağlığını korumak için yapabileceğiniz birçok şey var. Kendinizi dışarıdaki virüsten korumanın yanı sıra, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek savunmanızı içeriden de oluşturabilirsiniz.

Bunlar arasında el yıkama, fiziksel olarak aktif olma, meditasyon, stres yönetimi ve yeterli uyku alma sayılabilir. Sağlıklı kalmanın en iyi yollarından biri ise besleyici bir diyet programına uymak.


Tabağınıza bağışıklık arttırıcı besinler doldurarak başlayın

Bağışıklık arttırıcı vitaminler, mineraller ve antioksidanlar için, tabağınızın yarısını sebze ve meyvelerle doldurun.

saglik, tabak, healthy, plate

  • Güçlü bir bağışıklık sistemi için gerekli olan beta karoten, A vitamininin en öncül maddesi. İyi beta karoten kaynakları arasında tatlı patates, havuç, mango, ıspanak, brokoli ve kavun ilk sıralarda yer alıyor.

  • Bazı araştırmalar, yüksek C vitamini seviyelerinin (en az 200mg) soğuk algınlığı semptomlarının süresini azaltabileceğini söylüyor. Kivi, portakal, greyfurt, papaya, biber çeşitleri, brokoli, pişmiş lahana ve karnabahar gibi yiyeceklerde de bolca bulunuyor.

  • Bağışıklık sisteminizdeki hücrelerin büyümesine yardımcı olan çinko ise kuşkonmaz, fasulye, nohut, mercimek, tofu, güçlendirilmiş tahıllar ve fındık gibi besinlerde bulunuyor.

  • Bağışıklık hücreleri ve antikorlar için önemli bir yapıtaşı olan protein, bağışıklık sistemimizin işini yapmasında önemli bir rol oynuyor. Balık, kümes hayvanları, sığır eti, süt, yoğurt, yumurta, süzme peynir, avokado, fındık, fasulye ve mercimek gibi hem hayvan hem de bitki bazlı kaynaklar protein bakımından zengin gıdalar arasında yer alıyor.

  • Probiyotikler ise, bağışıklık sistemimizi destekleyen mikrobiyomun sağlığını artırmaya yardımcı oluyor. Yoğurt, kefir ve olgun peynir gibi süt ürünlerinin yanı sıra turşu ve maya ekmeği gibi fermente gıdalarda da bulunuyor. Ayrıca; kuşkonmaz, muz, soğan, sarımsak, pırasa, enginar ve fasulye gibi meyve-sebzeler de probiyotik içeriyor.

  • Vücut için fiziksel bir stres yaratan dehidrasyonu önlemek için ise kadınlar günde 2,7 litre, erkekler 3,7 litre sıvı tüketmeyi hedeflemeli. Hidrasyon için meyve, sebze ve çorba gibi su bakımından zengin içeriğe sahip yiyecekler tüketilmeli. Bununla birlikte obezite, bağışıklığı olumsuz yönde etkilediğinden dolayı abur cubur yemekten de şiddetle kaçınmak gerekiyor.

Dünyaca ünlü kalp doktoru Prof. Dr. Mehmet Öz de bu hastalığın aşısı bulunsa dahi mutasyona her uğradığında işlevini kaybedeceğini, her zaman için tam korumanın bağışıklık sistemimiz olduğunu vurguluyor. Bağışıklık sistemimizin ve vücut direncimizin daha güçlü hale gelmesi için ise öncelikle spor ve hareket, sonrasında sağlıklı beslenme olduğunu belirtiyor. Özellikle limon, çilek, böğürtlen, kivi gibi lifli gıdaların hemen hemen tüm gerekli vitaminleri içerdiğini ve bolca meyve-sebze tüketmek gerektiğini hatırlatıyor.

zencefil, ginger, taze zencefil

Bu noktada zencefilin büyüsünden de bahsetmeden geçmek olmaz. Zencefilin soğuk algınlığı ve grip semptomlarıyla savaştığı, mide bulantısına iyi geldiği, vücuttaki enfeksiyonların önlenmesinde yardımcı olduğu ve demir, çinko, kalsiyum ve magnezyumla dolu olduğu biliniyor. Bununla birlikte, 2013'te yapılan bir araştırmada taze zencefilin vücudun solunum sistemini güçlendirmeye yardımcı olabileceği belirtilmiş, ancak kuru-toz zencefil için aynı sonuçlar gözlemlenmemiş. Soğuk algınlığı, grip, göğüs enfeksiyonları ve boğaz ağrısı gibi bakteriyel-viral enfeksiyonlar için uzmanlar taze zencefil öneriyor. Zencefili günlük hayatınızın bir parçası haline getirmek için şu akışı takip edebilirsiniz.

Gıdalardan koronavirüs bulaşır mı?

UFPA (United Fresh Produce Association), CDC (Centers for Disease Control and Prevention) ve FDA (US Food & Drug Administration) virüsün meyve ve sebzelerden bulaşıp bulaşmayacağına dair şu anda hiçbir kanıt olmadığını söylüyor. Aslında, 2013 yılında çilek ve marulda koronavirüs üzerine yapılan bir araştırmada, virüsün sadece 4 ila 10 gün arasında üretildiğini ve bunun da diğer solunum virüslerinden çok daha düşük seviyede olduğu belirlenmiş. Öte yandan, FSAI (Food Safety Authority of Ireland), koronavirüsün büyümek için bir hayvana veya insana ihtiyaç duyduğunu ve bu nedenle gıdada büyümesinin imkansız olduğunu söylüyor. Daha kesin bir bilgiye sahip olana kadar, şu anda meyve ve sebzeleri satın almak ve tüketmek büyük bir endişe kaynağı değil.

USDA (United States Department of Agriculture) da benzer şekilde, şu an için COVID-19'un gıda veya gıda ambalajı ile bulaşabileceğini gösteren herhangi bir raporun olmadığını, yine de yiyeceklere dokunurken veya hazırlarken iyi hijyen uygulamalarını takip etmenin (yani ellerinizi ve vücudunuzu sık sık yıkamak, çiğ etleri diğer gıdalardan ayırmak, doğru sıcaklıkta pişirmek ve gıdaları hemen soğutmak) her zaman için önemli olduğunu vurguluyor.

Bununla birlikte; ithal ürünlerin virüsle kirlenmiş olması konusunda endişelenmeli miyiz sorusu da doğal olarak akla geliyor. Çin'in küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık beşte birinden sorumlu olduğu düşünüldüğünde, bu çok uzak bir soru olmaktan çıkıyor. Ancak; USDA’ya göre bu ürünlerle ilişkili COVID-19 iletimini destekleyen hiçbir kanıt ve vaka bulunmuyor.

Geleneksel perakende satış noktalarında da satılan taze ürün veya gıda tüketimiyle bağlantılı klinik olarak doğrulanmış COVID-19 vakası bulunmuyor. Ancak diğer virüsler gibi, COVID-19'a neden olan virüsün yüzeylerde veya nesnelerde hayatta kalması mümkün. Bu nedenle, gıda güvenliğinin 4 temel prosesini takip etmek önemli. Temizle-ayıkla-pişir-soğut!

stop, covid19

Kime güvenelim?

Kritik bir altyapı gerektiren gıda sektörü ve taze ürün tedarik zincirindeki dünya işletmeleri bu konuda operasyonlarına devam ediyor. Unutulmamalıdır ki; taze meyve ve sebzeleri hasat etmeye devam etmek için yeterli emek, çaba ve güç ziyadesiyle sarf ediliyor. Taze ürün tedarik zinciri boyunca çalışmalarını sürdüren şirketler, gıdanın yetiştirildiğinden ve teslim edildiğinden emin olmayı taahhüt ediyor, tedarik zincirinin sürekliliğini sağlamak için gereken her şeyi yapıyorlar.

Sadece Türkiye’de değil, global boyutta da çalışmalarına devam ve yakın zamanda Kenya’dan Malezya’ya Pepita markalı avokadolarını gönderen İdeal Tarım, bu süreci en iyi yöneten Türk firmalardan biri olarak dikkat çekiyor. Bu operasyonu yönetme becerisi ve deneyimine sahip bu firmaların çalışmaları, ülkemiz adına da sevindirici bir gelişme.

Yine İdeal Tarım’ın amiral gemisi Verita, 24 yıldır olduğu gibi bu süreçte de gıda güvenliği konusunda gerekli tedbir ve kontrolleri sağlayarak tüketicisinin yanında duruyor. İthal edilen her Verita ürünü gümrük noktalarında analiz ve kontrole tabi tutulduktan sonra girişi yapılıyor. Ülkemizde koronavirüsle ilgili kararları veren Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu’nun onayı ve direktifleri doğrultusunda bu girişler sağlanıyor. Örneğin; Çin’den ithal edilen taze zencefiller %100 MRL (maximum residue limit) yani "ilaç kalıntısı yoktur" garantisi ile tedarik ediliyor. Menşeinde yapılan pestisit analizinin yanı sıra, Verita da ürünlerini laboratuvara gönderip test ettiriyor. Çıkan sonuçlar ise; bu ürünlerin standartların çok üstünde olduğunu gösterir ve kanıtlar nitelikte. Güvenli Gıda konusunu çok uzun yıllardır önemseyen Verita’nın tüm ürünleri Global GAP (Good Agricultural Practices) ve İTU (İyi Tarım Uygulamaları) sertifikalı. Bu sertifikalara sahip olmayan hiçbir ürün asla Verita olamıyor.

Siz yine de meyve ve sebzelerinizi yıkayın!

Domateslerinizin koronavirüs ile kaplı olduğunu düşünmek için bir neden olmasa bile, eve getirdiğiniz şeyi yıkamamak için hiçbir neden yok. Los Angeles Times’tan Mel Melcon, soymayı planladığınız meyveleri bile yıkayın diyor. Peki nasıl?

  • Toprak altında yetişen zerdeçal, zencefil, tatlı patates gibi kök bitkilerinizi suyun altında fırçalayarak yıkayabilirsiniz.

  • Hindiba, marul, ıspanak vb. sebzelerinizi büyük bir kaseyi suyla doldurup, bu suda biraz beklettikten sonra süzebilirsiniz. Sebzenin temizliğine göre bu işlemi birkaç defa tekrarlayabilirsiniz.

  • Domates, kuşkonmaz, avokado gibi daha sağlamca meyve-sebzelerinizi yüksek basınçlı su altında iyice durulayabilirsiniz.

  • Yaban mersini, ahududu, böğürtlen gibi hassas orman meyvelerinizi sabit ancak daha düşük basınçlı su altında duruladıktan sonra temiz bir kağıt havlu üzerinde süzdürebilirsiniz.

Meyve ve sebzeler kesildikten sonra, buzdolabında saklanmalı ve mümkün olan en kısa sürede tüketilmeli.

Binnetice

Şu ana kadar virüse karşı bilinen bir tedavi veya aşı bulunmamakta. Bu nedenle, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek, koronavirüse karşı en iyi silahımız.

Derhal kontrol edebileceğiniz bir şey, bağırsaklarınızda yaşayan ve mikrobiyom olarak bilinen trilyonlarca mikropun sağlığı. Yapılan son araştırmalarda; bağırsak mikrobiyomunun vücudun enfeksiyona karşı bağışıklık tepkisinde ve genel sağlığın korunmasında önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu, koronavirüs gibi bulaşıcı patojenlere bir yanıt oluşturmanın yanı sıra, akciğerlere ve diğer hayati organlara zarar veren tehlikeli virüsleri önlemeye yardımcı oluyor. Mikrobiyom çeşitliliğini artırmanın en iyi yolu ise, lif, vitamin, protein bakımından zengin olan çeşitli meyve-sebzeleri tüketmek ve abur cubur dahil ultra işlenmiş gıdalardan uzaklaşmak.

İster kendiniz, ister aileniz, ister yaşlı akrabalarınız ya da arkadaşlarınız için alışveriş yapın, sağlıklı bir bağışıklık sistemini destekleyen yiyecekleri seçmek, tuvalet kağıdı biriktirmekten çok daha önemli. Zihinsel sağlığınızı yönetmek, fiziksel olarak aktif kalmak, yeterli uyku almak ve bolca meyve-sebze tüketmek bağışıklık sisteminizi iyi durumda tutmanıza yardımcı olacak.

Evde kalın ve sık sık ellerinizi yıkayın.

Ve beslenme imkanları azalan sokak hayvanlarını unutmayın!

 

Kaynaklar


 
 

206 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page